7 Aralık 2014 Pazar

"Kuran ve Gerçekler..."

(Buhari 810 -869)
Nakil Rivayetleri sorgulama gereği duymayan iyi niyetli kişilerin, Genelde İslam algısı şu yöndedir :
“Peygamber İslamı Tebliğ etti ve Vefat ettikten sonra Tebliğ ettiği İslam güzel ve doğru şekilde yaşanmaya başlandı !! Mümkün olamaz...
Kısa Kısa özetlersek :
Peygamber vefatına 2 yıl kala (630) Mekke yi fetih ediyor..Politik gücü bırakmak istemeyen (Ebu süfyan) ve ölmek istemeyenler Müslüman oluyor ve Peygamber 2 yıl sonra vefat ediyor (632)
Ardından Halife olan Ebu Bekir sadece 2 yıl yaşıyor ve Halifeliği Ömer’e devrediyor…
Ömer 10 yıl boyunca yaşıyor, uğradığı hançerli saldırıda ölmüyor ancak 3 gün sonra vefat ediyor..
Önemli not : Ömer hançerli saldırıya uğruyor (644) ..yani hiçbir şey güllük gülistanlık devam etmiyor..
Ömer’in vefatından sonra, Osman halife oluyor 12 yıl halife olarak devam eden Osman cinayete kurban gidiyor..(656)
Önemli not : Hz.Osman’ın peygamberin damadı olduğu’nu unutmayın…
Peşine Halifeliği devir alan hz.Ali’nin iktidarını “”Muaviye”” (Ebu sufyan’ın oğlu) Tanımıyor..Ve “Sıffın” savaşında ilk kez karşı karşıya geliyorlar..yenişemeyince hakeme başvuruyorlar ve hakem küçük bir hile ile muaviye’yi Halife ilan ediyor..
Halifeliği Kaybeden Ali elindeki gücü yavaş yavaş kaybediyor ve (Kaynaklara göre) bir suikastte hayatını kaybediyor...
Böylelikle İslam’da Peygamberin yoldaşları katledilkten sonra MÜNAFIK EMEVİ dönemi başlıyor..(661)
Baba’dan oğula geçen halifelik’te Muaviye’den sonra YEZİD halife oluyor ve Meşhur KERBELA’da sözde İslam devleti (Emeviler) Peygamberin Torunu olan Hüseyin’i Katlediyor.. (680)
Emevilerin saltanatı 750 Yılında ABBASİLER tarafından yıkılıyor…
Yani Peygamberin yoldaşları ile savaşıyor, Katlediyor ve Peygamberin zikrini temsilen en son yaşayan Ali’yi 661’de Yok ediyor ve 90 sene boyunca hükümdar oluyor..
Bu Münafık Emevi devletin’in İslamı tarif etmesine güvenilebilir mi ? Tabiki hayır…
Eğer güvenilmez ise, İktidarı devir alan Abbasi’lerin İslam anlayışına güvenilirmi ? Bence Hayır..
Abbasilerin iktidarından 60 yıl sonra BUHARİ doğuyor..ve Peygamberin vefatından Tam 214 yıl sonra (846) hadis kitabı naklediyor…
Münafık bir devletin ardından ondan beslenen kaynakların ne kadar güvenilir olduğunu sorgulamayıp, Peygamberin kendi yapmadığı ve vefatından 214 yıl sonra nakille başlanan bir ilim de :
(Sümme haşa) 9 yaşında kız ile gerdeğe giren, Abaza, Kadın düşmanı, hayvan düşmanı ve daha sayamadığımız, Allah elçisine yakışmayacak Yüzlerce “KÖTÜ KARAKTER” analizi içeren rivayetlerin nasıl geldiğini anlayabiliyormusunuz…
Ben anlıyorum..Gene de benim gibi düşünme, Sadece Düşün diyorum…

3 Aralık 2014 Çarşamba

LİMON & SARMISAK


BUNU YILDA BİR KEZ MUTLAKA YAPIN
Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gibi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor.
EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ
- 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış limon suyu
- 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak (Mümkünse Anadolu'da yetiştirilmiş ithal olmayan sarımsaklardan)
- Ağzı sıkı kapanan koyu renkli bir kavanoz (2 litrelik pet şişeler de kullanılabilir)
HAZIRLANIŞI
2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz.
25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu hergün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)
FAYDALARI
1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu
önlüyor.
2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.
3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.
4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini
yapıyor.
5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin
yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.
6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri-refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.
7- Vücudun bağışıklık sistemini son derece mükemmel hale getiriyor ve her türlü alerjiyi, özellikle de damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden engelliyor. Kanser oluşumlarına karşı tüm vücudu koruyor.

10 Mayıs 2014 Cumartesi

TEPKİİ...


AK Parti'den Gönderi

AK Parti'den Gönderi
https://fbexternal-a.akamaihd.net/safe_image.php?d=AQA9kkQJtnYmevf2&url=https%3A%2F%2Ffbcdn-vthumb-a.akamaihd.net%2Fhvthumb-ak-ash3%2Ft15.0-10%2Fp526x296%2F1940595_727801467283503_727800430616940_2459_2276_b.jpg&jq=100







FİRUZE

8 Mayıs 2014 Perşembe

SOKRATES'İN ÜÇ FİLTRE TESTİ

Bir gün bir tanıdığı büyük filozof Sokrates’e rastladı ve dedi ki “Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?” “Bir dakika bekle” diye cevap verdi Sokrates. Bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna “Üçlü filtre testi” deniyor. Üçlü Filtre? “Doğru” diye devam etti Sokrates. Benimle arkadaşım hakkında konuşmaya başlamadan önce bir süre durup söyleyeceklerini filtre etmek, iyi bir fikir olabilir.
Birinci filtre ‘Gerçek Filtresi’: Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçeği yansıttığından emin misin? “Hayır” dedi bir süre duraklayan adam... “Aslında bunu sadece duydum ve...”, “Tamam” dedi Sokrates, öyleyse, sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.
Şimdi ikinci filtreyi deneyelim; ‘İyilik Filtresi’. Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi? “Hayır, tam tersi...” “Öyleyse”, diye devam etti Sokrates; Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı. “İşte Yararlılık Filtresi”.
Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı? “Hayır, gerçekten pek işine yaramayabilir... “,” İyi” dedi Sokrates, derin bir nefesin ardından; “Eğer, bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve işe yarar, faydalı bir şey de değilse bana niye söyleyesin ki?”
SOKRATES'İN ÜÇ FİLTRE TESTİ – FELSEFE ANSİKLOPEDİSİ

31 Mart 2013 Pazar

*****

'Ülke bölünüyor'
İşadamı Prof. Dr. Güntekin Köksal'dan Başbakan'a açık mektup

“Sayın Başbakan,
Ben müsaadenizle önce kısaca kendimi tanıtayım.
77 yaşında bir işadamıyım.
Devlet bursu ile Avrupa'da okudum.
Maden ve petrol konularında 2 master yaptım. Yurda döndükten sonra 10 senesi Batman'da olmak üzere 17 sene TPAO'da çalıştım. 34 senedir de 1974'te kurduğum Pet Holding şirketlerini yönetiyorum.
SSCB, Almanya, Rusya, Kazakistan, Azerbaycan ve Yemen'de başarılı yatırımlar yaptım. Halen Türkiye, Kuzey Irak ve Yemen'de çok değerli sahalarda petrol üretimi yatırımlarım var. Çeşitli konularda ilklere imza atan, girişken bir müteşebbisim.
Sigortasız adam çalıştırmam.
Vergi kaçırmam...
Köklü bir aileden geliyorum.
Dedelerim, sadrazam, vezir, asker olarak ülkemize hizmet etmiştir. Atatürk ve devrimlerine çok bağlıyım. Atatürk olmasaydı ve bu devrimleri yapmasaydı bugün bizim dinimiz ve ismimizin de aynı kalması imkânı olmadığına inanırım. Kısacası yüzde yüz bir Atatürk çocuğuyum
Allah'a inancım tamdır..
Allah'ın dürüst, çalışkan, doğru insanların daima yanında olduğuna tecrübelerimle de inanırım. Türkiye'den kolay kolay vatan haini çıkmaz. Sizin ülkenizi sevdiğinize ve kendi stilinizde ülkemizi kalkındırmaya çalıştığınıza inanıyorum. Zeki, çalışkan ve çok karizmatik bir karaktere sahip olduğunuzu da biliyorum. Ancak ülkenin bugünkü durumunu üzülerek söyleyeyim ki hiç iyi görmüyorum. Hemen sinirlendiğinizi, kızdığınızı ve söylendiğinizi görüyorum. Medyaya sinirli, sert, kırıcı beyanatlar veriyorsunuz. Bir başbakanın her dakika sinirlenmeye hakkı yoktur.
Ülke bölünüyor...
Biz ve onlar diyorsunuz.
Bu ne demek?
Tarihimizde hiçbir başbakan halka böyle hitap etmemiştir.
Kendinize hâkim olun!
Senelerce üniversitelerde hocalık yaptım. Konferanslar verdim.
Babanız yaşındayım.
Üniversitede hocayım.
Bu yüzden hiçbir işadamının yapamadığı bu ikazları yapmaya hakkım var.
Sayın Başbakan!
Müsaadenizle size birtakım tavsiyelerde bulunuyorum:
Bugün çok güçlüsünüz.
Ya yarın? Allah bilir!!!
İnsanlar kendilerini en güçlü hissettikleri zamanlarda en büyük hataları yaparlar. Tarihte bu husus defaatla sabittir.
Ancak şu atasözünü hiç unutmayın!
"Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var"
"Keskin sirke küpüne zarar verir!"
Sinirlerinize hâkim olun!
Bağırıp çağırıp kötü konuşmayın.
İnsan kalbi sırça gibidir.
Kırdığınızda tamiri imkânsızdır.
Çok ağır konuşuyorsunuz.
Aydınlara, medyaya, yargıya, üniversitelere değer verin, görüşün, fikirlerini alın! Onlar da bu memleketin çocukları!!! Onların fikirleri, görüşleri, bilgileri, tavsiyeleri etrafınızdaki çok kişiden daha değerli olabilir. Her güçlü kişinin etrafının "evet efendimciler", "dalkavuklar" tarafından sarılmış olduğunu bilmeniz lazım.
Etrafınızdakilerin çoğunluğu her şeyi size soruyorlar. Her şeyi hiç kimse bilemeyeceği gibi siz de bilemezsiniz. Bilmediklerinizi açıkça söyleyin. Her hususta fikir beyan etmeyin, danışın, öğrenin. Monolog yapıyorsunuz. Diyalog yapmaya çalışın!
Hayvanlar koklaşarak, insanlar konuşarak anlaşırlar.
Sadece sizin gibi düşünenleri işlerin başına getirmeyin! Bugün birçok kamu müessesemizin işi bilmeyenler tarafından yönetildiğini görüyorum.
Kadrolaşmayın!
Sadece sempatizanlarınızı veya öyle görünenleri kadrolara yerleştirmeyin.
"Hayır! Yapmıyorum!" demeyin.
Ben Ankara'da yaşıyorum.
Duyuyor, kontrol ediyor ve görüyorum. Kapasitesiz, bilgisiz insanlar önce memlekete, sonra size zarar verir. ( Gercekden bu tiplerin sayısı hergun artıyor , zararı RTE’ na da olacak…)
Diktatörleşmeyin!
Milletvekillerinize dahi beyanat vermeyi yasaklamayın! Medyayla, aydınlarla, yargıyla, askerle, üniversitelerle inatlaşmayın. Sadece türban serbestliğini Anayasa'mızda değiştirmek dahi AB'ye girmemize büyük bir engel olacaktır.
Laikliğe, sizin tabiriniz ile ciğerden inanın, güvenin. Laiklik dini özgürlüklerin değişmez kanunudur.
Bir hadis-i şerif diyor ki: "Cenab-ı Hak sevdiği yöneticilerin yanına açık sözlü danışmanlar nasip eder, sevmediklerine de dalkavuklar musallat eder." Sıkça bahsettiğiniz büyük Türk düşünürü Edebali Hazretleri'nin öğütlerini bir kez daha okumanızı, içtenlikle tavsiye ediyorum.
Saygılarımla...

Prof. Dr. H. Güntekin Köksal
Pet Holding
Yönetim Kurulu Başkanı"

17 Mart 2013 Pazar

"Mantıklı öneri..."


MM.

Mantıklı bir öneri



 Bulaşık Makinası kullanan tüm tanıdıklarınıza iletin lütfen

 Kullandığımız deterjanların hem  çevre hem de sağlıgımız  üzerinde son derecede
 olumsuz etkileri var, bilindiği gibi.

 Özellikle yemek yedigimiz kapların temizlenmesinde kullanılan
 deterjenlarin cok iyi durulansa bile kalıntı bıraktığı biliniyor.  uzun
 yıllar boyunca bu kalıntılar gıdalarımıza bulaşıyor ve böylece
 sindirim sistemimize taşınıyor. Petrol esaslı kimyasal maddelerden
 oluşan ve son derecede güçlü olan bu kimyasallar kronik hastalıkların
  tetikleyicisi.
  Bu kimyasallar kanalizasyon sistemine karışıyor oradan da nehirlere
  gollere ve denizlere. Bu sentetik kimyasallar denizlerde de besin
  zincirine bulaşarak tekrar sindirim sistemimize geri dönüyor, ne yazik ki.

 Bir süre once bir deneye basladım ve bulaşık makinasında MAİ SABUN (YANLIŞ OLARAK ARAP SABUNU DA DENİYOR) kullandIm. Daha önce doktor tavsiyesi ile çocuklarin biberonlarının temizlenmesinde kullanmıştım doğal ve zararsız olduğunu biliyordum. Bulaşık makinesinde ne sonuç alacağımı merak ettim.

Sonuç harika! Bulaşıklar ter temiz pırıl pırıl oldu.

MAİ SABUN hem çok daha ucuz, hem de çok daha doğal. Çevredeki kirlilik
etkisi de çok daha az.
Bulaşık makinasının deterjan gözüne dolduracak kadar koyup kapağı
kapatıyorsun  .  MAİ SABUN macun gibi, sıcak su ile rahatca eriyor.
Bu deneyden sonra internettende araştırma yaptım, pek çok kişi bu
metodu kullanıyormuş

PARLATICI BÖLÜMÜNE DE ELMA SİRKESİ KOYUYORUM (ama
üzüm sirkesi değil..özellikle elma sirkesi)..
.

SONUÇ HARİKA!!! YILLARDIR BUNU UYGULUYORUM..